5 Eylül 2012 Çarşamba

Benim Eylül Ay'ım...

       Eylül ayı her ne kadar romantik bir hava yaratıyormuş etkisi yapsa da, yaz aylarından sonra pekte sevimli değil. Hırka mı yoksa hafif kalın bir ceket mi çelişkisini yaşamak… Sabahın bir vakti işe gitmek için kalkmanın yanı sıra, evden çıktığınız an karşılaşacağınız havanın ne ölçüde serin olacağını bilememek daha da kötü. Benim kararım en az 3 çeşit ince ceket alıp içine bluzlerle kombin yapmak, malumunuz kilolarla zaten pek kalın giysiler giyilmiyor(en azından benim için). 
       Ben, arabası olanların kıyafet seçerken pek sıkıntı yaşadıklarını sanmıyorum sonuçta evden çıkıp arabaya binip iş yerinde inip yine kapalı yere giriyor ve hava nasılmış, çok mu soğuk , çok mu sıcak telaşı yaşamıyorlar. E haklılar da pek tabii, yürüme mesafeleri toplasanız 3 dakika. Gelelim servis,otobüs, metrobüs, metro kullananlara, ki bunlardan biri benim, bir elinizde iş çantanız diğerinde kol çantanız… hava sıcaklaşsa o hırkayı çıkartmaya çalışmak işkence , diyelim çıkarttınız taşımak ayrı bir işkence. Aynı şey tam tersi içinde geçerli.  Bu yaşadıklarımı kilolu olmama bağlayan bazı arkadaşlarım var ama buna katılamayacağım çünkü bu İstanbulda yaşayan , çalışan, arabasız her kadının ortak sorunu.Bu yazdıklarımdan yola çıkarak Eylül ayı için giyim önerilerim:



  

  *Tiril tiril uzun kollu hırkalar mat-pastel renklerde



                         



                          * Kolları kıvrılan desenli gömleklerle                                                         içine giyilecek beyaz atlet




  



  *İncecik turvakar kollu ceketler – Yazlık bluzler eşliğinde

               




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder